II.Bauhaus
III. Frank Lloyd Wright
IV. Le Corbusier
V. Mies van der Rohe
VI. Charles ve Ray Eames
VII. Alvar Aalto
VIII. Isamu Noguchi
IX. Buckminster Fuller
Mühim Sorular
Tasarım Etiği | Yaratıcı Sanatlar |
---|---|
Tasarım pratiğini yönlendiren doğru ve yanlış ilkeleri. | Kendini anlatım etmek yahut fikirleri iletmek için sanatın kullanılması. |
Tasarım etiğinde öncüler | Sanatta kabul edilebilir olanın sınırlarını zorlayan sanatçılar. |
Tasarımda Mavericks | Alışılmışın dışına çıkıp yeni ve yenilikçi bir şeyler yaratan tasarımcılar. |
Tasarım seçimleri | Tasarımcıların eserlerini iyi mi yaratacaklarına dair aldıkları kararlar. |
II.Bauhaus
Bauhaus, 1919’dan 1933’e kadar varlığını sürdüren bir Alman sanat okuluydu. Walter Gropius tarafınca Almanya’nın Weimar kentinde kuruldu. Bauhaus, sanat, zanaat ve tasarımın birliğini vurgulayan ilerici bir okuldu. Ek olarak tasarımın işlevsel ve müsait fiyatlı olması gerektiği fikrini de destekledi. Bauhaus, çağıl tasavvur üstünde mühim bir etkiye sahipti.
III. Frank Lloyd Wright
Frank Lloyd Wright, 20. yüzyılın en müessir baş yapıcılarından biri olarak önde gelen Amerikalı bir mimardı. Organik malzemeler, aleni kat planları ve yatay çizgilerin kullanımıyla karakterize edilen Prairie School mimari tarzıyla tanınır. Wright ek olarak New York City’deki Guggenheim Müzesi ve Pensilvanya’daki Fallingwater evi de dahil olmak suretiyle bir takım başka ikonik bina tasarladı.
Wright, sürdürülebilir mimari alanında öncüydü ve bununla beraber toplumsal adaletin aleni sözlü savunucusuydu. Mimarinin dünyada iyilik için bir güç olması gerektiğine inanıyordu ve içlerinde yaşayan ve çalışan insanların hayatlarını iyileştirmeyi amaçlayan birçok bina tasarladı.
Wright’ın emek harcamaları mimarlık alanında derin bir tesir yarattı ve bütün zamanların en mühim baş yapıcılarından biri olarak kabul ediliyor. Mirası, dünya genelinde mimarlara ve tasarımcılara esin vermeye devam ediyor.
II.Bauhaus
Bauhaus, 1919’dan 1933’e kadar varlığını sürdüren bir Alman sanat okuluydu. Walter Gropius tarafınca Almanya’nın Weimar kentinde kuruldu. Bauhaus, sanat, tasavvur ve mimariyi birleştiren köktencilik bir okuldu. 20. yüzyılın en müessir sanat ve tasavvur okullarından bir tanesiydi.
Bauhaus, işlevselliğe verdiği ehemmiyet ve yeni malzemeler ile teknolojilerin kullanımıyla biliniyordu. Okulun öğrencilerine hem güzel aynı zamanda ergonomik nesneler tasarlamaları öğretiliyordu. Bauhaus ek olarak toplumsal sorumluluğa da kuvvetli bir vurgu yapıyordu ve öğrencilerine topluma yarar sağlayacak nesneler tasarlamaları öğretiliyordu.
Bauhaus, 1933’te Naziler tarafınca kapatıldı. Sadece mirası, dünya genelinde sanat ve tasarımı etkilemeye devam etti. Bauhaus’un öğrencilerinin bir çok, kendi alanlarında müessir tasarımcılar halini aldı. Bauhaus’un işlevselcilik ve toplumsal repertuvar ilkeleri, çağıl tasarımda da müessir olmaya devam ediyor.
V. Mies van der Rohe
Mies van der Rohe, 20. yüzyılın en müessir baş yapıcılarından biri olarak önde gelen Alman-Amerikalı bir mimardı. Bayağı geometrik formlar ve malzemeler kullanımıyla karakterize edilen minimalist tarzıyla tanınır. Mies van der Rohe’nin emek harcamaları çağıl mimarinin gelişiminde mühim bir etkiye sahipti ve Internasyonal Yoldam’in öncülerinden biri olarak kabul edilir.
Mies van der Rohe, 1886’da Almanya’nın Aachen kentinde dünyaya geldi. Aachen’daki Technische Hochschule’de mimarlık okudu ve 1907’de mezun olduktan sonrasında Berlin’de muhtelif mimarlar için çalıştı. 1912’de, çağıl tasarımı teşvik etmeye adanmış bir mimar, tasarımcı ve sanatçı grubu olan Deutscher Werkbund’u kurdu.
1929’da Mies van der Rohe, Almanya’nın Dessau kentindeki bir sanat ve tasavvur okulu olan Bauhaus’un müdürü oldu. Bauhaus’u 1933’te Naziler tarafınca kapatılmaya zorlanana kadar yönetti. Mies van der Rohe hemen sonra ABD Birleşik Devletleri’ne taşındı ve burada Chicago’daki Armour Institute of Technology’de (şimdiki Illinois Institute of Technology) ders verdi.
Mies van der Rohe’nin en meşhur eserleri içinde Barselona Pavyonu (1929), Seagram Binası (1958) ve Illinois Teknoloji Enstitüsü’ndeki Crown Hall (1956) yer alır. Eserleri kareler, dikdörtgenler ve daireler şeklinde sıradan geometrik formların kullanımıyla karakterize edilir. Mies van der Rohe’nin binaları çoğu zaman cam ve çelikten yapılır ve tipik olarak aleni, havadar alanlarıyla karakterize edilirler.
Mies van der Rohe, 1969 senesinde Chicago’da öldü. 20. yüzyılın en mühim baş yapıcılarından biri olarak önde gelen sanatçının eserleri, günümüz mimarlarını etkilemeye devam ediyor.
Bauhaus, 1919’dan 1933’e kadar varlığını sürdüren bir Alman sanat okuluydu. Walter Gropius tarafınca Almanya’nın Weimar kentinde kuruldu. Bauhaus, sanat, zanaat ve tasarımın birliğini vurgulayan ilerici bir okuldu. Ek olarak tasarımın işlevsel olması ve bir amaca hizmet etmesi gerektiği fikrini de destekledi. Bauhaus, çağıl tasavvur üstünde mühim bir etkiye sahipti.
VII. Alvar Aalto
Alvar Aalto, 20. yüzyılın en müessir baş yapıcılarından biri olarak önde gelen bir Fin mimar ve tasarımcıydı. Organik malzemelerin kullanması ve akıcı, eğrisel formlarıyla karakterize edilen doğal mimarisiyle tanınır. Aalto’nun emek harcamaları ek olarak kuvvetli bir toplumsal ve çevresel bilince haizdir ve sürdürülebilir malzemelerin ve inşaat tekniklerinin kullanımında öncüdür.
Aalto, 1898’de Finlandiya’nın Kuopio kentinde dünyaya geldi. Helsinki Teknoloji Üniversitesi’nde mimarlık okudu ve 1921’de mezun olduktan sonrasında Helsinki’de kendi mimarlık bürosunu kurdu. Aalto’nun erken devre emek harcamaları İşlevselci hareketten etkilenmişti sadece kısa zaman sonrasında İşlevselci ilkeleri daha anlatım edici, doğal bir yaklaşımla birleştiren kendine has bir yoldam geliştirdi.
Aalto’nun en meşhur eserleri içinde Villa Mairea (1938-1939), Säynätsalo Belediye Binası (1949-1952) ve Finlandia Salonu (1962-1971) yer alır. Bu binaların tüm bunlar naturel malzemelerin kullanması, akıcı formları ve çevredeki manzarayla bütünleşmeleriyle karakterizedir. Aalto’nun emek harcamaları ek olarak İskandinavya’da ve dünyada çağıl mimarinin gelişimi üstünde mühim bir etkiye sahipti.
Aalto, mimari çalışmalarının yanı sıra üretken bir tasarımcıydı. Mobilya, tekstil, cam eşya ve öteki nesneler tasarladı. Aalto’nun tasarımları, mütevazı, zarif formları ve naturel malzemelerin kullanımıyla karakterize edilir. Emekleri, çağıl tasarımın gelişiminde büyük bir etkiye haiz olmuştur.
Aalto, 1976 senesinde Helsinki’de öldü. 20. yüzyılın en mühim baş yapıcılarından biri olarak önde gelen Aalto’nun eserleri, dünya genelinde mimarlara ve tasarımcılara esin vermeye devam ediyor.
Isamu Noguchi
Isamu Noguchi (1904-1988), heykel, seramik ve tasavvur şeklinde muhtelif ortamlarda çalışan bir Japon-Amerikalı sanatçıydı. Çoğu zaman taş, ahşap ve metal şeklinde naturel malzemeleri içeren soyut heykelleriyle tanınır. Noguchi bununla beraber üretken bir tasarımcıydı ve emek harcamaları içinde mobilya, tenvir armatürleri ve bahçeler yer alır.
Noguchi, Los Angeles, California’da Japon bir baba ve Amerikalı bir annenin evladı olarak doğdu. Columbia Üniversitesi ve New York Sanat Öğrencileri Donanması’nde sanat okudu. 1927’de Paris’e taşındı ve burada Constantin Brancusi ile çalıştı. Noguchi, 1931’de ABD Birleşik Devletleri’ne döndü ve eserlerini sergilemeye başladı. Ek olarak New York City’deki Çağdaş Sanat Müzesi için bir bahçe de dahil olmak suretiyle amme siparişleri üstünde çalışmaya başladı.
Noguchi’nin emek harcamaları sadeliği ve naturel malzemelerin kullanımıyla karakterize edilir. Heykelleri çoğu zaman biyomorfik bir niteliğe haizdir ve çoğunlukla insan formunu ima eder. Noguchi’nin emek harcamaları dünyanın dört bir tarafındaki müzelerde sergilenmiştir ve 20. yüzyılın en mühim heykeltıraşlarından biri olarak kabul edilir.
IX. Buckminster Fuller
Buckminster Fuller, Amerikalı bir mimar, mühendis ve mucitti. Muhtelif amaçlar için kullanılabilen hafifçe, kuvvetli yapılar olan jeodezik kubbeleriyle tanınır. Fuller ek olarak çevresel tasavvur alanında öncüydü ve bugün hala kullanılan bir takım kavram geliştirdi.
Fuller, 1895’te Massachusetts, Milton’da dünyaya geldi. Harvard Üniversitesi’ne gitti sadece mezun olmadan okulu bıraktı. Ondan sonra 1927’de kendi tasavvur şirketini kurmadan ilkin denizci ve satış elemanı olarak çalıştı.
Fuller’ın ilk büyük projesi, 1920’lerde tasarladığı prefabrik bir ev olan Dymaxion Evi’ydi. Dymaxion Evi hafifçe malzemelerden yapılmıştı ve birkaç gün içerisinde monte edilebiliyordu. Sadece ev hiç bir vakit seri üretilmedi ve artık zamanı bir yapıt olarak kabul ediliyor.
Fuller, 1940’larda jeodezik kubbeler üstünde çalışmaya başladı. Jeodezik kubbeler, bir takım üçgenden oluşan yapılardır. Üçgenler, kubbenin kuvvetli ve hafifçe olması için düzenlenmiştir. Fuller, evler, okullar ve stadyumlar dahil olmak suretiyle muhtelif amaçlar için jeodezik kubbeler tasarladı.
Fuller bununla beraber etraf tasarımı alanında da öncüydü. Daha azca kaynak kullanan ve etraf üstünde daha azca tesiri olan şeyler yaratma fikri olan “geçicileştirme” terimi şeklinde bugün hala kullanılan bir takım kavram geliştirdi.
Fuller 1983’te öldü. Dünya üstünde büyük bir tesiri olan vizyon sahibi bir mimar ve mühendisti. Emekleri bugün tasarımcılara ve mühendislere esin vermeye devam ediyor.
S: Tasarım etiği nelerdir?
A: Tasarım etiği, tasarımın ahlaki etkilerinin incelenmesidir. Tasarım kararlarının insanoğlu, etraf ve topluluğun hepsi üstündeki tesirini ele alır.
S: Tasarımda etiği dikkate almak niçin önemlidir?
A: Tasarım, dünyada pozitif değişiklik yaratmak için kullanılabilecek kuvvetli bir araçtır. Sadece, negatif sonuçlar yaratmak için de kullanılabilir. Tasarımda etiği göz önünde bulundurarak, çalışmalarımızın iyi amaçlar için kullanılmasını sağlayabiliriz.
S: Tasarımcıların karşılaşmış olduğu ahlaki problemler nedir?
A: Tasarımcıların karşılaşmış olduğu pek oldukça ahlaki problem var, bunlardan bazıları şunlardır:
Gizlilik: Tasarımcılar, ürün yahut hizmet tasarlarken kullananların gizliliğini ihlal etmemeye dikkat etmelidirler.
Ayrımcılık: Tasarımcıların, çalışmalarının ırk, cinsiyet, eşeysel yönelim yahut öteki faktörlere dayalı olarak insanlara karşı ayrımcılık yapma potansiyelinin bilincinde olması icap eder.
Sürdürülebilirlik: Tasarımcıların çalışmalarının çevresel tesirini göz önünde bulundurmaları ve sürdürülebilir seçimler yapmaları icap eder.
0 Yorum